- Tepe Noktası
- Posts
- 🏢 Milli Savunma Elektroniğinin Öncüsü: ASELSAN
🏢 Milli Savunma Elektroniğinin Öncüsü: ASELSAN
Türkiye’nin 30’u: BİST 30 Büyüme Hikayeleri
Günaydın.
18 Haziran Salı Tepe Noktası Bülteni’ni 6 dakikada okuyabilirsin.
Bugün Türkiye’nin 30’u: BİST 30 Büyüme Hikayeleri’nde Türkiye’nin milli savunma elektroniğinin öncüsü ASELSAN’ı yazdık.
Keyifli okumalar.
Türkiye, savunma sanayini ve bağımsız askeri aksiyonlarını hedef alan ilk ambargoyla 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı esnasında karşılaşıyor. 70’li yıllarda Türk savunma sanayi, 2000’li yıllarla kıyaslanmayacak kadar geride, hatta yok denecek kadar az durumda. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra uygulanan silah ambargosu, Türkiye’de savunma teknolojilerinin temin edilmesinde ve askeri iletişim ihtiyaçlarının karşılanmasında bağımsızlığın ve milli üretimin önemini hiç olmadığı kadar açığa çıkarıyor. Hazır alım yoluyla elde edilen sistemlerin Kıbrıs Barış Harekatı’nda yetersiz kalması, teknoloji sahipliğinin olmaması ve ithal edilen sistemlerin gerekli bakımlarının ambargolar nedeniyle yapılamamasından kaynaklanıyor. Harekatın ardından alınan dersler ve olumsuz tecrübeler sonrasında ise yerli ve milli savunma sanayini desteklemek için Türk halkının bağışlarıyla Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıfları kuruluyor. Bunu takiben de Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı öncülüğünde askeri haberleşme ve elektronik ihtiyaçlarının hiçbir ülkeye bağlı kalınmadan karşılanması amacıyla Kasım 1975 tarihinde Askeri Elektronik Sanayi, yani ASELSAN kuruluyor.
Türkiye’nin teknolojik bağımsızlık mücadelesi böylece vatandaşların Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na yaptığı bağışlarla 1975 yılında lisanslı tek bir ürün ve 4 mühendisten oluşan teknik bir kadroya sahip ASELSAN ile başlıyor. ASELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni dışa bağımlılıktan kurtarmak ve kendi silahlarını, telsizini, Elektronik Harp Cihazlarını kendisi geliştirerek imal etmek üzere yola çıkıyor. ASELSAN’ın kuruluşunda görev alanlar, “savunma elektroniği sahasında İstiklal Savaşı” verme heyecanıyla çalışıyorlar. ASELSAN’ın kuruluşunda alınan ilk kararlar, öncelikle ASELSAN’ın Türk beyin gücüyle kurulacağı, en modern batılı memleket fabrikalarının ayarında ve çoğundan daha mükemmel bir tesis olacağı, ASELSAN’ın tüm yönetici ve uzman kadrolarının üniversiteden yeni mezun gençlerden oluşturulacağı ve bu personeli kendi değerleriyle yetiştireceği gibi değerleri üzerinden alınıyor.
1978 yılında ASELSAN’ın ilk binaları tamamlanıyor ve üretim faaliyetleri başlıyor. 1980 yılında ise ilk sırt ve tank telsizleri TSK’ya teslim ediliyor. 1 yıl sonra ilk el telsizi ve banka alarm sistemlerinin tasarımı tamamlanıyor. 1983 yılına gelindiğinde ise ASELSAN ilk ihracatını gerçekleştiriyor. Ardından yıllar boyunca ASELSAN, yeni teknolojiler ve projeler üzerinde çalışmaya devam ediyor. 1989 yılında Pakistan’a ilk teknoloji transferi gerçekleştiriliyor. Pakistan’da bulunan tesislerde ASELSAN lisansı ile telsiz üretimi başlıyor. 1992’de radar sistemleri ASELSAN portföyüne giriyor ve 1997’de ASELSAN 1919 cep telefonları piyasaya sürülüyor. 1998’de ise termal kamera, silah dürbünü ve görüş cihazları ile hedef koordinat belirleme cihazları TSK’nın hizmetine sunuluyor.
2002 yılı, ASELSAN için altın bir yıl oluyor. Şirketin özsermayesi bir önceki yıla oranla iki buçuk kat büyüyerek toplam kaynakların yaklaşık dörtte birine ulaşıyor. 2008 yılında ASELSAN, özgün ilk Hava Savunma Radarı’nı hazırlıyor. Aynı yıl, savunma sanayii için önemli bir adım olan ATAK projesinin sözleşmesi imzalanıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı arama kurtarma gemi projesi, AKSAZ ve FOÇA deniz üssü su altı ve gözetleme ve tespit sistemi bir diğer adıyla Yunus projesi için de imzalar atılıyor. AR-GE’ye oldukça önem veren ASELSAN, 2009 yılında dört AR-GE merkezi kurarak inovasyon çalışmalarına hız veriyor. Fırtına olarak da bilinen Kundağı Motorlu Obüs Mühimmat aracı için Mühimmat Transfer sistemi ve MİLGEM Savaş Sistemi’nin 2’nci Gemisi için projeler de yine 2009 yılında imzalanıyor.
2010 yılı ve sonrası, ASELSAN’ın dünyada parlamaya başladığı yıllar oluyor. Pakistan, BAE gibi ülkelerle uluslararası anlaşmalar imzalanarak yurt dışında projelere başlanıyor. 23 yıl önce çalışmalarına başlanılan Kaideye Monteli Stinger Sistemi’nin son beş adedi, 2012 yılında TSK’ya teslim ediliyor. Bu sistem, Türkiye’nin ilk milli hava savunma sistemi oluyor ve tasarım, üretim ve teslimat süreçlerinin hepsi ASELSAN tarafından yürütülüyor. Üniversitelerle de bir arada çalışan ASELSAN, 2012 yılında “Üniversite Sanayi İşbirliğinde Başarılı Firma Ödülü”nü almaya hak kazanıyor.
2013 yılında ASELSAN, dünyanın ilk 50 savunma şirketlerinden biri olma yönündeki tırmanışını sürdürüyor ve Defence News şirketinin hazırladığı listede savunma cirosunda dünyanın en büyük 74’üncü şirketi oluyor. 2020 yılına gelindiğinde ise Defence News Top 100 listesinde 48’inci sıraya yükselerek ilk 50’de yer alan tek Türk şirket oluyor.
ASELSAN, 2017 yılında Türkiye borsasında işlem gören şirketler arasında piyasa değeri en yüksek şirket oluyor. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı bir anonim şirket olan ASELSAN hisselerinin bugün %74,20’si TSKGV’ye aitken %25,80’lik kısmı ise Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Bugün 10.000’i aşkın çalışanı ve nitelikli mühendislik kadrosuyla ASELSAN, yıllık cirosunun ortalama %7’sini, kendi özkaynaklarıyla finanse edilen Ar-Ge faaliyetlerine ayırarak Türkiye’de milli teknoloji üretiminin bayrak taşıyanı olmaya devam ediyor.
Yarın görüşmek üzere.