📈 OECD, Türkiye için 2024 yılı TÜFE beklentisini yükseltti

Günaydın.

5 Aralık Perşembe Tepe Noktası Bülteni’nde bugün;

• OECD, Türkiye büyüme tahminini yükseltti

• Deutsche Bank'tan Türkiye için enflasyon, faiz ve asgari ücret tahmini

• Üst üste üçüncü ay: TL’nin reel değeri son 45 ayın zirvesinde

• TÜİK mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon verilerini açıkladı

• Avro Bölgesi'nin ekonomisi Kasım’da daraldı

• ABD'de özel sektör istihdamı Kasım'da geriledi

• Avrupa Merkez Bankası zayıf büyüme bekliyor

• Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatı 9 milyar doların üzerine çıktı

Bu hafta piyasalarda takip edilecek veriler;

• Yurt içinde haftalık para ve banka istatistikleri,

• Yurt dışında ise Almanya'da fabrika siparişleri, ABD'de haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve dış ticaret dengesi

Keyifli okumalar.

• BİST 100 endeksi, günü yüzde 0.60 artışla, 9,886.05 puandan kapattı. Gün içerisinde en düşük 9,853.09, en yüksek 9,940.31 puanı gören BİST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 58,81 puan artarken, toplam işlem hacmi 103,9 milyar lira oldu. Endeksin dolar bazında değeri ise 284.49$ seviyesinde bulunuyor.

• Bankacılık endeksi yüzde 0,38 değer kaybederken, holding endeksi yüzde 0,51 değer kazandı.

• Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 1,99 ile sigorta, en çok kaybettiren yüzde 1,39 ile finansal kiralama faktoring oldu.

TÜRKİYE GÜNDEMİ

OECD, Türkiye için 2024 yılına ilişkin enflasyon beklentisini yüzde 55,5'ten yüzde 58,3'e yükseltti. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomik büyüme beklentisi de yüzde 3,4'ten yüzde 3,5'e çıkarıldı. Bu güncelleme, sıkı finansal koşullar ve devam eden mali konsolidasyon nedeniyle hane halkı tüketiminin kısıtlanacağı ancak dış ortam ve turizmdeki iyileşme ile ihracatın artacağı beklentileriyle yapıldı. OECD, Türkiye'nin enflasyonunun 2025'te yüzde 30,7'ye gerilemesini öngörürken, büyümenin 2025'te yüzde 2,6 ve 2026'da yüzde 4 olmasını tahmin ediyor.

Küresel ekonomide ise büyüme beklentisi 2024 için yüzde 3,2, 2025 ve 2026 içinse yüzde 3,3 olarak açıklandı. OECD, ticaretin korumacı politikalardan etkilenebileceğine ve bu durumun ithalat fiyatlarını artırarak tüketici standartlarını düşürebileceğine dikkat çekti. Küresel ekonomik büyüme, düşük faiz oranları ve istikrarlı işsizlikle desteklenen tüketici harcamalarıyla stabil bir seviyede kalması bekleniyor.

Deutsche Bank, Türkiye ekonomisinin yumuşak iniş yolunda olduğunu ve 2024’te büyümenin yüzde 2,9, 2025’te ise yüzde 2,8 seviyesinde gerçekleşmesini öngördü. Raporda, Türkiye'nin iç talepteki zayıflama ve sıkı parasal koşullar nedeniyle 2025'in ikinci yarısına kadar potansiyelinin altında büyüyeceği belirtildi. Ancak, 2026'da iç talep ve güçlenen ekonomik şartlarla daha güçlü bir büyüme bekleniyor. Raporda, Türkiye'nin enflasyonun düşürülmesine odaklanan ortodoks ekonomi politikalarını sürdürmesi durumunda enflasyonun 2024 sonunda yüzde 45, 2025'te ise yüzde 25,4'e gerilemesi öngörüldü.

Deutsche Bank ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Aralık ayında 250 baz puan faiz indirimi yapmasını bekliyor. 2025’te ise, enflasyonun düşüşüyle birlikte faizlerde temkinli bir gevşeme öngörülüyor. TCMB’nin politika faizinin 2025'in ilk yarısında yüzde 37,5'e, yıl sonunda ise yüzde 30'a gerilemesi bekleniyor. Buna ek olarak, Türkiye’nin maliye politikalarının 2025’te de finansal koşulları yönetmek için devam edeceği ifade ediliyor.

Türk Lirası'nın reel değeri Kasım ayında yükselmeye devam etti ve reel efektif döviz kuru 67,03 seviyesine çıkarak Şubat 2021'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Yİ-ÜFE bazında reel efektif döviz kuru endeksi, 1,92 puan artışla 96,42'ye yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre, Türk Lirası'nın değeri TÜFE bazında 11,55 puan, Yİ-ÜFE bazında ise 8,66 puan arttı. Bu gelişmeler, TL'nin reel değerindeki artışın sürdüğünü gösteriyor.

TÜİK verilerine göre, mevsimsellikten arındırılmış TÜFE Kasım ayında yüzde 2,93 artarak Temmuz'dan bu yana en yüksek aylık artışı kaydetti. Temmuz'da bu oran yüzde 3,54 seviyesindeydi. Aylık çekirdek enflasyon ise yüzde 2,74 olarak gerçekleşti. Ürün grubu enflasyonu, Kasım ayında yüzde 2,72 ile Temmuz'dan bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Taze meyve ve sebze grubu, yüzde 15,51 ile en yüksek artışı gösterdi. Ayrıca, hizmet grubunda mevsimsellikten arındırılmış artış yüzde 3,37 oldu.

DÜNYA GÜNDEMİ

Avro Bölgesi'nin ekonomisi, Kasım ayında talebin gerilemesi ve özel sektör siparişlerinin azalmasıyla daraldı. S&P Global ve Hamburg Ticaret Bankası (HCOB) tarafından açıklanan verilere göre, Avro Bölgesi bileşik PMI Ekim ayında 50 seviyesindeyken Kasım'da 48,3'e gerileyerek son 10 ayın en düşük seviyesini gördü. Hizmet sektörü PMI ise 51,6'dan 49,5'e düşerek yine 10 ayın en düşük seviyesine indi. PMI verileri, 50 puanın üzerinde büyümeyi, altında ise daralmayı gösteriyor. HCOB Başekonomisti Cyrus de la Rubia, Avro Bölgesi'nin durgunluğa girdiğini ve avronun zayıflamasının ithal ürün fiyatlarını artırabileceğini belirtti.

ABD'de Kasım ayında özel sektör istihdamı 146 bin artarken, bu artış ekonomist beklentilerinin biraz altında kaldı. Bloomberg anketine katılan ekonomistler, istihdam artışının 150 bin olmasını bekliyordu. Ekim ayı verisi ise 233 bin olarak açıklanmışken, revize edilerek 184 bine çekildi. Sektörler arasında karışık bir görünüm sergilenirken, eğitim, sağlık hizmetleri ve inşaat sektörlerinde artış yaşanırken, imalat istihdamı son bir yılın en büyük düşüşünü kaydetti. Eğlence ve finans sektörlerinde ise işe alımlar zayıf kaldı. Bu veriler, işgücü piyasasının, fiyat baskıları ve artan borçlanma maliyetlerine rağmen güçlü kalmaya devam ettiğini gösteriyor ve bu durum, Fed yetkilileri için olumlu bir ortam oluşturuyor.

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi'nde hizmet sektöründeki yavaşlama ve imalat sektöründeki daralmanın büyüme üzerinde zayıflatıcı etkiler yarattığını belirtti. Kısa vadede ekonomik büyümenin zayıf olacağını ifade eden Lagarde, jeopolitik risklerin arttığını ve uluslararası ticarete yönelik tehditlerin ekonomik görünümü olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Gelecekte ise, reel gelirlerin artması ve yatırımın toparlanmasıyla birlikte ekonominin güçlenebileceğini söyledi.

Lagarde, Avrupa'nın yeşil ve dijital dönüşüm gibi önemli yapısal zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bu süreçlerde mali politikalara büyük önem verilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, AB'nin stratejik yatırım ihtiyaçlarını karşılamak için ortak yatırımların potansiyel büyümeyi artıracağını ve makroekonomik istikrara katkı sağlayacağını ifade etti. Avrupa’nın potansiyelinin gerisinde kaldığını söyleyen Lagarde, sermaye piyasaları birliğinin tamamlanması ve Tek Pazarı derinleştirmenin Avrupa ekonomisini güçlendirebileceğini belirtti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatının 9 milyar doların üzerine çıktığını ve Türkiye'nin son 22 yılda büyük bir hızla milli teknoloji hamlesi gerçekleştirdiğini belirtti. Bakan Kacır, Türkiye'nin bu dönemde, kritik teknolojileri yerli imkanlarla geliştirmeyi başardığını ve yüksek teknolojiyi rekabetçi şekilde üreterek dünyaya sunduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin inovasyon ekosisteminde büyük bir dönüşüm yaşandığını, 104 teknopark ve 1600'den fazla AR-GE merkeziyle bilimsel araştırma kapasitesini önemli ölçüde artırdığını ifade etti. Türkiye'nin araştırma geliştirme harcamalarının da büyük bir artış gösterdiğini belirten Kacır, özel sektörün bu alandaki payının %60'ı aştığını söyledi.

Bakan Kacır, Türkiye'nin savunma sanayisindeki başarılara da değindi. Türk firmalarının artık dünyanın en başarılı savunma havacılık firmaları arasında yer aldığını belirten Kacır, Türkiye'nin bu alanda elde ettiği deneyimi diğer sanayi alanlarına da yaymayı hedeflediklerini ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin dünyada önemli bir üretim gücüne dönüştüğünü ve pek çok alanda liderlik konumuna geldiğini aktardı. Türkiye'nin elektrikli araç üretiminde de büyük bir başarıya imza attığını vurgulayan Kacır, TOGG'un hızlı gelişimine ve Türkiye'nin savunma ve havacılık ihracatındaki büyük artışa dikkat çekti. Kacır, Türkiye'nin uzay alanındaki çalışmalarını da stratejik bir öncelik olarak gördüklerini, kendi uydularını geliştirebilen nadir ülkelerden biri olduklarını belirterek, uzay yolculukları ve uydu transferleri gibi projelerin Türkiye için yeni fırsatlar yaratacağını söyledi.

BİST